1- İlk tepkinizde çok acımasız ve çok kırıcı olmamak için biraz beklemeyi veya oradan uzaklaşmayı deneyin. Araya ne kadar zaman girerse, o ölçüde kızgınlığınız hafiflemiş olur.
2- Tepki vermeden önce “Bu tepki bana ne kazandıracak ve ne kaybettirecek?” diye, düşünün. Çünkü, vereceğiniz her tepki, sizden bir şeyler götürmemeli, size bazı artılar getirmelidir.
3- Bazen çabuk tepki vermek, çok zaman yıkıcı olabilir. Tepki vermeden önce, kendinize düşünme payı bırakın.
4- Çok kızgın ve sinirli olduğunuzda, kalkın abdest alın, iki rekât namaz kılın. Allah’ın huzuruna çıkmış olmakla hem psikolojik açıdan rahatlarsınız, hem de öfkenizi atmış olursunuz.
5- Tepki verirken kontrollü tepki verin. Kontrolsüz tepkiler, kontrolsüz sonuçlara yol açabilir.
6- Tepki verirken ön yargılı olmayın. Bazen sevmediğiniz ve hatta düşmanım dediğiniz insanlardan da alacağınız bazı doğrular vardır. Sonuna kadar dinleyin ve sonra değerlendirin.
7- Tepkiniz ve yorumlamanız mevcut problemi çözmeye yönelik olsun. Eğer tepkiniz mevcut problemi daha da arttıracaksa, kendinizi kontrol etmeye çalışın.
8- Değerlendirme ve yorumunuz, amacınıza ve hedefinize katkıda bulunmalıdır. Çalışmalarınızı engelleyecek ve sizi hedefinize gitmede alıkoyacaksa, bu davranışınızın olumlu olmadığını bilmeniz lâzımdır.
9- Sert tepki, sert tepkiyi çeker. Hiçbir problem sert tepkiyle çözülmez. Belki bastırılmış ve çözülmüş gibi gözükür ama, ileride daha büyük tepkilere yol açabilir.
Bir problemin en uygun çözümü sert tepkiyle değil, akılcı, seviyeli ve nezaket kuralları içinde karşılıklı konuşmayla mümkün olur.
10- Yaklaşım şekliniz; akılcı ve mantık ölçüleriyle olmalıdır. Eğer yaklaşımınıza duygusallık ve hisleriniz hâkim olursa, birçok gerçek gözardı edilir ve sizi sıkıntıya sokar.
11- Olaylara hep iyimser açıdan bakarak, kötümser yönlerini küçültmeye, azaltmaya ve aşmaya çalışın. Hareket noktanız, kötümser yönden olursa, hiçbir zaman sonuçlar iyimserliğe dönüşmez.
12- Cevap vermeden önce düşünün. Sözü ağzınızdan çıkmadan önce kontrol edin, çıktıktan sonra artık kontrol bitmiştir.
13- Çevrenizi ve arkadaş grubunuzu iyi oluşturun. Çünkü kişiliğin oluşmasında bu faktörlerin rolü büyüktür.
14- Olaylar karşısında bazen susma hakkınızı kullanın, o anda konuşmayın. Panik bitip, öfke dağılınca konuşmaya başlayın.
15- İbadetlerinizi aksatmayın. Bir insanın en büyük freni ve koruyucusu ibadetlerdir.
Sonuç olarak kırıcı ve sert bir yapıya sahip olan insanlar, kendi kendilerini bir çocuk gibi görmek, denetim altında bulundurmak ve sivri yönlerini yontmak için bir çaba içinde olmak durumundadırlar. Bunu yapan her insan kendi kendini eğitmek şansına sahiptir. Bir teori veya varsayım değildir. Öğrencilerim arasında bunu başarmış birçok insan vardır. Şüphesiz ki, öfkenin ilâcı sabırdır. Sabrın öfkeyi frenlemesi için, öfkenin bir çare olmadığını, faydadan ziyade zarar verdiğini, öfkenin haklı bir dâvâyı, haksız duruma düşürdüğünü, düşünmek lâzımdır. Çok zorlanıldığında “Seni Allah’a havale ettim” deyip, rahatlamanın yolu seçilmelidir.
Halit Ertuğrul
Selam ve Dua İle
0 yorum:
Yorum Gönder